İlk günler

Sevgili dostlarım,

Bu sayfayı günlük olarak güncellemeyi düşünsemde çalışma hayatı ve yaşananlar bunu imkansız kıldı. Şu anda saat sabahın 5 i ve ben ancak internet ile buluştum.ayrıca yatmak istiyorum :D

Hemen ilk iş günümden bahsedeyim sizlere. Bildiğiniz üzere bisikletli taksi işini yapmaya çalışıyorum burada.New york sokaklarında bir yukarı bir aşağı tepmeye başladık yolları. Ama kardeşim insanın ilk gününde yoldayken şakır şakır yağmur yağar mı? Yağdı valla. Sırıl sıklam oldum. Herkes içerilere kaçıştı hiç bir şey yapamadım. E tabii ne yol biliyoruz ne yordam. Yalnızca öylesine dolaşıyordum new york sokaklarında.

İlk günüm doğal olaraktan rezalet geçti. 9 saat bisiklete binmeme rağmen yalnızca iki müşteri alabilmiş ve 35$ kazanabilmiştim. Yüzüm asıldı biraz tabii ki ama ne de olsa bu bir başlangıçtı. En büyük sevincim dizimin sorun çıkartmamasıydı.

Bir yandan işimi çok iyi yapmayı isterken bir yandan da hiç bir yeri bilmeyen, hiç bir adresi tanımayan bir taksi şöförü olmak heyecan yaşatıyor tabii ki insana. Düşünsenize bir taksiye biniyorsunuz ama adam hiç bir yryolu bilmiyor. Ne kadar ridici bir durum.

Sorun yaşanmadı mı yaşandı tabii ki. İkinci gün ilk günden daha beter oldu. Kadının biri beni çevirdi ve 15 dakika içinde deniz otobüsüne yetişmem gerek dedi. Çıktık yola. Ben tabi yol bilmem iz bilmem :D. Sokak adresine göre gidiyorum. Tam gaz Allah ne verdiyse yüklendim.Sokağı tutturdum neyse ki ama öyle bir trafiğin içine soktum ki kadını kadın feribotu kaçırdı :D. Sorry morry idare ettik durumu napalım :)

İkinci gün ilk günden daha beterdi işte. Yalnızca 20$ ile kapattık günü. Bu bende moral bozukluğu yaratmadı değil. Nereye gidiyoruz diye düşündüm bir an.

İşimde üçüncü gün yani bugün de benzer şekilde başladı. Sabah 11.30 dan akşam 5.30 a kadar bisiket üzerindeydim. Çıldırmak üzereydim. Çünkü herkes bir yerlerden yolcu alıyor ama ben bir türlü yolcu bulamıyordum. Çektim arabada yemek satan bir Fas'lının yanına. Oturdum arka koltuğa yemek yerken düşündüm. Ben niye yanlış yapıyorum? O anda yanımdan gene yolcu almış bir bisikletli taksi(pedicab) geçti. Sinirlendim. Ulen bu herifler kadar olamayacak mıyım dedim. Hızla yedim ve yeniden yollara düştüm. Bir otel yakaladım. Önünde bekledim bir müddet. İş çıkar gibi oldu ama çıkmadı. Sonra bir arkadaş beni uyardı. Işıksız çıkanlara ceza kesiliyormuş. Hemen garaja dönüp ışığı aldım. Aslında çıkmayacaktım. Ama oturup napcam çıkayım dedim. İyi ki de çıkmışım. Herşey bir çorap söküğü gibi geldi. Tiffany nin önünden bir yolcu aldım ve istediği yere götürdüm. indiği yerde biri daha binmek istedi onuda aldım. Götürdüm.Geri gelirken bir daha..bir daha... bir daha...

Canım çıktı doğrusu. 9-10 saat bisiklet kullandım. Ama üçüncü günümde 180$ kazanmayı başardım. Bu çok güzel bir duygu. Şu an yorgunluğumu unutmuş vaziyetteyim valla. Michelle'e Dee'ye, Amanda'ya , bostonlu ve new jersey'li şişman arkadaşlara ve tavern on green deki zengin dostlara paralarını benimle paylaştıkları için teşekkür ediyorum :D

İşimdeki ilk 3 günün kısaca özeti bu şekilde. Keşke fırsat bulabilsem de burada yaşadığım enteresan ve değişik olayları sizlere aktarabilsem. 

1 yorum:

Adsız dedi ki...

hmm guzel paylasm